Terörle Mücadelede Asimetrik Tehdit Unsurlarına Karşı İstihbaratın Rolü

Misafir Yazar – Salih Ergün

| Bölüm-1-

Terörün modern çağın bir savaşım stratejisi olarak yaygınlaştığı ve küresel bir tehdit olarak belirginleştiği günümüzde, bireysel ve toplumsal güvenliğin sağlanması devletlerin en önemli kaygılarından birisi haline gelmiştir. Silahlı ve ekonomik gücü ne kadar yüksek olursa olsun, ulusal ve uluslararası hukuk kurallarıyla yönetilen, kendi halkına ve dünya kamuoyuna karşı sorumlulukları bulunan devletler, hiçbir kurala bağımlı olmadan, çok az maliyetler ile çok ağır bedeller ödeten asimetrik terör tehdidiyle karşı karşıyadırlar.

Tahmin edilen hareket tarzlarından farklı metot ve yaklaşımlar kullanarak, bir yandan düşmanın zayıflıklarını istismar ederken diğer taraftan onun kuvvetli taraflarını zayıflatmayı temel alan girişimler[1] olarak tanımlanan ‘asimetrik tehdit’, günümüz güvenlik ortamında en dinamik problem sahası olarak kabul edilebilir. Tahmin edilebilirliğinin zayıf olması, alışılmadık veya sıra dışı olması, düşük maliyetler ile yüksek tahribat oluşturabilmesinin yanında aynı taktik ve yöntemlerle karşılık vermenin demokrasi ve insan haklarını esas alan devletler bakımından kabul edilemez olması, asimetrik tehditlerin devletler karşısında başlangıçta üstün olmasını sağlayan özellikleridir.

Terör örgütlerinin devletler üzerinde asimetrik etki oluşturmada sahip oldukları en önemli avantajlardan biri de yapacakları eylemlerin yer, zaman ve hedef bileşenleri üzerinde özgür ve esnek bir karar verme inisiyatifine sahip olmalarıdır. Kuralsızlığı en temel kural kabul eden terör örgütleri, esnek ve hızlı karar verme yöntemleri sayesinde hedef kitle üzerinde baskın tesiri oluşturarak şiddeti bir iletişim aracı olarak kullanmaktadırlar[2]. Bu şiddet eylemlerini ise çoğunlukla mümkün olan son safhaya kadar sivil vatandaş masumiyetini istismar ederek, taşıdıkları silah, patlayıcı madde ve benzeri suç unsuru malzemeyi saklamak suretiyle gerçekleştirmektedirler.

Asimetrik tehditlerin sahip oldukları üstünlükleri bertaraf etmek, stratejik anlamda terör örgütlerinin söylem ve propaganda alanlarını daraltmakla mümkün olacağı gibi taktik anlamda ise teröristlerin organize olma yeteneklerini azaltmak, hareket alanlarını sınırlandırmak, ağırlık merkezleri olan lider kadroyu baskı altına almak suretiyle karar mekanizmasını bozarak eylem yapma kabiliyetlerini kısıtlamakla sağlanabilir. Bunun için de örgüt mensuplarının ne zaman, nerede, nasıl ve ne yaptıklarının bilinebilir olması gerekmektedir. Dolayısıyla teröristle mücadelede taktik seviyede başarıya ulaşmak maksadıyla güvenlik güçleri açısından ihtiyaç duyulan en önemli kabiliyetlerin başında gerçek zamanlı olarak hedef tespiti ve teşhisini de içeren kapsamlı bir istihbarat alt yapısına sahip olmak gelmektedir.

Bu yazımızda öncelikli olarak terörle mücadelenin “teröristle mücadele” boyutunda istihbaratın önemini vurgulayacak, İnsansız Hava Araçları (İHA) nın terörle mücadelede görüntü istihbaratı oluşturma aracı olarak kullanımı ve bu kapsamda hedef tespit ve teşhis imkânlarını değerlendireceğiz. Müteakip yazılarda ise tespit edilen tehditlerin teşhis ve tasnifine yönelik imkânları artırmayı hedefleyen “Terahertz Teknolojisi” üzerinde durarak “Terahaertz Görüntüleme Sistemlerinin İnsansız Hava Araçlarında Kullanımını” bir model olarak ele alacak ve bu entegrasyondan öngörülen kazanımları ortaya koymaya çalışacağız.

Terörle Mücadelede İstihbaratın Rolü

Teröristle mücadelede istihbarat elde etme yöntemleri, insan ve birlik merkezli keşif/gözetleme uygulamalarından teknoloji eksenli tespit-teşhis sistemleri kullanımına doğru bir paradigma dönüşümü yaşamaktadır. Geçmişte yüzlerce hatta binlerce personelin katılımı ile gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde elde edilmeye çalışılan istihbari bilgiler, günümüzde çok daha az personel, kaynak, zayiat oranları ve daha yüksek doğruluk derecesi ile elde edilebilmektedir.

İstihbarat oluşturma yöntemleri en temel anlamda; Görüntü istihbaratı, Ölçüm ve İz İstihbaratı, Sinyal İstihbaratı, İnsan İstihbaratı ile Açık Kaynak İstihbaratıdır.[3] Birbirinden farklı avantaj ve zorlukları bulunan bu temel istihbarat oluşturma yöntemlerinin bir arada, koordineli ve kolektif olarak kullanımı en doğru istihbaratı üretmeye imkân tanır[4].

Günümüz küresel güvenlik ortamında teröristle mücadele eden gelişmiş ülkelerde istihbarat oluşturma konusunda genel temayülün teknoloji kullanımının artırılması ve yaygınlaştırılması olduğu görülmektedir. Teknoloji, tek başına güvenliği sağlamada yeterli bir faktör olmasa da teknolojik altyapıya sahip olmadan asimetrik tehditlerle mücadelede başarılı olmak da çok zordur. Tehditlerin tanımlanması, tespit ve teşhisinin sağlanması ile teşhis edilen hedeflere karşı etkide bulunulmasında teknoloji kullanımı kilit rol oynamaktadır.

Teknolojinin savunma sanayisi ile bütünleşmesi sayesinde önceleri yaygın olarak kullanılan insan yoğun teknikler günümüzde yerini artan bir oranla insansız platformlara ve bu platformlar üzerine monte edilen birbiriyle entegre edilmiş sistemlere bırakmaktadır. Asimetrik savaşta hasmın ucuz maliyetli fakat sonuçları itibariyle paha biçilemez kayıplara neden olan taktikleri karşısında, teknolojik üstünlüğün asimetrik etkileri minimize edecek şekilde kullanımı önem kazanmıştır. Bu kapsamda istihbaratın teknoloji eksenli, daha az risk unsuru taşıyan ve daha kesin sonuçlara ulaşılan insansız platformlar kullanımı ile elde edilmesi tercih edilen bir yöntem olarak belirginleşmiştir[5].

Bir sonraki yazıda İnsansız Hava Araçlarının Terörle Mücadelede kullanımına ve faydalı yük kavramlarına bakarak Terahertz teknolojisine doğru olan seyahatimize devam ediyor olacağız.


[1] Salisbury, D. (2013), Asymmetric Warfare and the Geneva Conventions: Do we need a new Law of  Armed Conflict in the Age of Terrorism?, Haziran 2013

[2] Bal, İ. (2012), Türkiye’de Terörle Mücadele: PKK Örneği, Dünyadan Örneklerle Terörle Mücadele, USAK Yayınları, Ankara

[3] Korkisch, F.W., (2010), NATO Gets Better Intelligence, Institut für Außen– und Sicherheitspolitik, Vienna

[4] Sıms, J. (2007), Intelligence to Counter Terror, The Importance of All-Source Fusion, Intelligence and National Security

[5] Yılmaz, S. (2010), Modern Savaş ve Savunma Reformu, USAM Yayınları