Zeytin Dalı Harekâtı (20 Ocak 2018 – 24 Mart 2018)

Sınır Ötesi -Suriye- Harekâtları – 5

ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından, Suriye’nin kuzeyinde çoğunluğunu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nden oluşan 30.000 kişilik bir Suriye Sınır Güvenlik Gücü oluşturulacağının açıklanmasından bir hafta sonra TSK tarafından “Zeytin Dalı Harekâtı” başlatıldı.

Harekâtın amacının, ülkenin varlığına tehdit olarak gördüğü ve terör örgütü olarak tanımladığı PKK, KCK, PYD-YPG ve Irak ve Şam İslam Devletini (IŞİD) bölgeden uzaklaştırmak, sınır hattının ve bölgedeki halkın güvenliğini sağlamak ve kontrol altına almak olduğu açıklandı.

Türkiye’nin yıllardır bu harekâtı düzenlemek için fırsat kolladığı bilinen bir gerçektir. ABD’nin baskılarıyla PYD’nin Kobani’ye geçişine izin verildiği dönemde bile IŞİD’den daha öncelikli düşman olarak gördüğü PYD’ye yapılacak harekât muhakkak geniş kapsamlı olacaktı. Çünkü, önce ABD sonrasında Rusya tarafından IŞİD’e karşı kalkan olarak kullanılan ve korumaya alınan PYD, zaman içinde personel ve teçhizat bakımından güç kazandı. Kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede bu durumun kendisi için tehdit olduğunu bilen Türkiye için çözülmesi gereken sorunların başında Afrin ve Menbiç’e yerleşen PYD geliyordu.

En Seçkin Birliklerle Düzenlenen Harekât

TSK’nin, Suriye’ye yapılan harekâtlar içerisinde hem nitelik hem de nicelik olarak en büyük harekâtının Zeytin Dalı Harekâtı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Suriye ordusunun çekildiği 2012 yılından beri bölgenin kontrolünü elinde bulunduran PYD unsurlarının merkez olarak kullandığı Afrin, ayrıca Suriye ordusunun destek verme ihtimalinden dolayı sıcak çatışmaların yoğun yaşanması beklenen bölgelerindendi. Bu sebeple Türkiye, bu harekâta özel olmak üzere meskûn mahal harekâtları konusunda tecrübeli Özel Kuvvetler, JÖH, PÖH ve Komando birlikleri gibi birçok farklı birliği Afrin’e gönderdi.

Rusya, Türkiye tarafından herhangi bir harekât yapılmaması için o döneme kadar bölgede karakol bulunduruyordu. Türk yetkililer harekâttan kısa süre önce Rus yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdiler. ABD tarafından teçhiz edilen Kürt grupların korunması yerine, Türkiye’nin, ABD’ye rağmen harekât yapmasının, dolayısıyla Batı’dan ve ABD’den daha fazla uzaklaşmasının yerinde olacağını değerlendiren Rusya, birliklerini bölgeden çekerek harekâtın önünü açmıştır. Beyaz Saray, ilk olarak Afrin’deki YPG güçlerini desteklemediklerini açıkladı. Buna ek olarak; özellikle Fırat’ın doğusunda bulunan kendi denetimdeki SDG’ye bağlı YPG güçlerinin Afrin’e doğru ilerlemeleri durumunda onlara olan desteklerinin sona ereceğini belirtti. İlerleyen dönemde ABD’li yetkililer pek çok YPG’linin savunmaya destek vermek üzere Afrin’e hareket ettiklerini açıkladı.

Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında IŞİD ile de mücadele edileceği belirtilmişse de bahse konu dönemde sahip olduğu alanın büyük bölümünü zaten kaybetmiş olan örgüte yönelik ciddi bir adım atılmamıştır. Yıllara göre bakıldığında IŞİD’in bölgedeki kontrolü kaybettiğini ve geri çekildiğini söylemek mümkündür.

Suriye Ordusu Çatışmalara Dahil Oluyor

Afrin’in YPG tarafından altın tepside teslim edilmeyeceği iyi bilindiği için harekât öncesinde psikolojik harp teknikleri de kullanılarak bölge halkının direnişe destek vermesinin önüne geçilmeye çalışıldı. YPG’ye ait mevziler, sığınaklar, kontrol noktaları ve mühimmat depoları, top atışları ve savaş uçakları tarafından vuruldu. Şehrin giriş ve çıkışlarının kontrolü ele geçirildikten sonra, TSK’ne bağlı birlikler ve ÖSO güçleri farklı noktalardan şehre girerek meskûn mahal harekâtını başlatmış oldu.

YPG, Afrin’in Suriye toprağı olduğunu ve Suriye rejiminin bu bölgeyi koruması gerektiğini söyleyerek Suriye ordusundan yardım talep etti. Suriye ordusu, Türkiye’nin “böyle bir durumda Suriye ordusu ile de çatışma yaşanacağı” uyarılarına rağmen Afrin’e asker gönderdi. Zaman zaman Suriye ordusu ile de çatışma yaşanmasına rağmen Afrin şehir merkezinin kısa sürede ele geçirilmesi nedeniyle daha büyük kayıpların önüne geçilmiştir. Yaklaşık 3 ay süren harekât sonunda 54 askerimiz şehit olmuş, 236 askerimiz yaralanmıştır. Menbiç bölgesine yapılacak harekât öncesinde bölgenin tamamen kontrol altına alınması ve tuzakların imha edilmesi için harekât süreci uzatılmıştır.

Yine Seçim Öncesi Düzenlenen Bir Harekât

Zamanlamaya operasyonel süreç açısından değil de siyasi açıdan baktığımızda karşımıza yine çok önemli bir seçim dönemi çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı Sisteminin ilk seçimlerinin harekâttan 3 ay sonra yapılacak olması tamamen tesadüf olmasa gerek. Ayrıca harekâtın yapıldığı dönemde ekonomik olarak zor günlerin geçirildiği Türkiye’de, AKP hükümeti ”milli mücadele” ve “vatan savunması” vurgusu ile asıl dikkatin harekâta verilmesi için çaba göstermiş ve ekonomiden daha öncelikli bir durumun yaşandığı söylemini siyasi argüman olarak kullanmıştır.

(Devam edecek)