Sedat Peker’in Açıklamaları

Neden dedikodu ve sosyal medya gündemi olmaktan öteye gidemiyor?

Sedat Peker’in ifşaatlarının iktidar, muhalefet ve bunların destekçileri üzerindeki etkilerini; ülkedeki mevcut yargı düzenini de dikkate alarak PUGAT Yazarları sizler için cevapladılar.


Erdal Turna:

Halk, Sedat Peker’in açıklamalarını “arkası yarın” dizileri tadında bir merakla takip ediyor. Zannediyorum, iktidar destekçileri bu ifşaatları kendi partilerinin “pisliklerden” arınmasına vesile olabilecek açıklamalar gibi görüyor. İktidar muhalifi kesimler ise önceden tanıdıkları isimlerin dahil oldukları kirli işleri Peker’in ağzından duydukça, “Zaten belliydi bunların temiz olmadığı” diyorlar ve haklı çıkmanın psikolojik tatminiyle yetiniyorlar. İlk kez duydukları isimler içinse “Daha neler öğreneceğiz, hele durun bakalım” şaşkınlığıyla sessizliğe bürünüyorlar.

Savcıların, siyasal iktidarın alanına temas eden suç-mafya-devlet ilişkileri söz konusu olduğunda talimatla çalışmayı huy edinmeleri, meseleyi hukuk alanının dışına çıkarmış vaziyette. Başta yöneticileri olmak üzere iktidar siyasetçileri ve paydaşları, Peker’in açıklamalarıyla ifşa olan karanlık ilişkiler yumağını görmezden gelmeyi politik duruşlarının ya da aidiyetlerinin bir gereği olarak görüyorlar.

Muhalefet siyasetçilerinin “yetersiz” tepkilerini ve “anlamsız” sessizliklerini ise nasıl açıklamak gerekir, doğrusu bilemiyorum. “Peker’in ifşaatları normal bir ülkede iktidar devirir” diyen muhalifler, Türkiye’nin “normal” bir ülke olmadığını biliyor olmalılar. Ortalığa saçılan suç ilişkilerinin hukuk ya da halk nezdinde kıymetlendirilebilmesi için her şeyi zamanın akışına bırakmak mantıklı bir tercih değil.

İktidar bilinçli bir şekilde Peker’in açıklamalarını duymazdan geliyor. Muhalefet ise bilinçsiz bir şekilde ortaya çıkan kirli ve karanlık ilişkiler ağına dair bilgileri dedikodu üslubuyla çarçur ediyor. Mevcut ekonomik koşullara tepki göstermek için sokağa çıkmayan ya da çıkması engellenen halkın, Donkişot’luk yapıp Sedat Peker’in iddialarının üzerine gidilsin diye sokaklarda adalet nöbeti tutmalarını beklemek fantezi olur.


Murat Gülbahçe:

Türkiye’de “mafya” denince akla gelen birkaç isimden birisi olan Sedat Peker’in, şimdilerde “demokrasi havarisi bir halk kahramanı” olarak kabul görmesi, önemli bir sosyolojik vaka olarak önümüzde duruyor. İnsanların rejim karşısındaki çaresizliğinin, bir mafya liderinden medet ummalarına neden olması da ayrıca dehşet verici. 

Ama bundan daha dikkat çekici olansa, insanların teveccühünün aksine yargının ölü taklidi yapıyor olması. Açıkçası hukukun yoz ellerde can çekiştiği bir ortamda Peker’in ifşaatlarının neden yargıya taşınmadığı sorusu da havada kalıyor. Peker düne kadar kendi komuta merkezinin onayı ile Erdoğan rejiminin bir aparatı olarak menfaat karşılığı görevliydi. 15 Temmuz bu ortaklığın zirvesidir. Bu girift bağlantılar öyle gri alanlarla dolu ki, bu yasak bölgelere tarafların hiçbirisi girmek istemiyor. Açıkladığı yolsuzluklar, cinayetler ve özel videolar da sosyal medyada balon köpüğü etkisi yapıyor. Dünyanın en hızlı gündem tüketen ülkesi olan Türkiye’de birkaç günlük dedikodu oluyor.

Sonuçta Peker’in elinde tuttuğu mızrağın ucu kendine ve bağlısı olduğu kliğe de batıyor. Peker, planlı bir istihbarat faaliyetinin başarılı bir elemanı olarak rolünü raconuna göre oynuyor. Anlaşılan o ki, Peker, rejime karşı bir balans unsuru olarak ara ara çıkışlar yaparak, siyaset arenasını şekillendirmeye çalışacak.

40 yaş altına tavsiyem, bu tiplere fazla anlam yüklemesinler. Onların derdi ve gündemi çok farklı.


Ali Çağlar:

Algı operasyonun temel amacı hedef kitlede yeni bir tutum geliştirmek veya mevcut tutumu aksi yönde değiştirmektir. Nazi Almanya’sının propaganda bakanı olan Goebbels’e göre büyük propaganda faaliyetlerinde; propagandacı mensup olduğu toplum ve karşı toplum hakkında derin bilgi sahibi olmalı, propaganda sadece tek bir merkezden planlanmalı ve uygulanmalı, hedef kitlenin dikkati çekildiğinde ise sloganlar sık sık tekrar edilmelidir.

Diğer taraftan algı yönetiminin başarılı olabilmesi için, hedef kitlenin yapılan ikna faaliyetlerinin farkında olmaması gerekir. Çünkü insanlar ikna edilmeye çalışıldıklarını düşündükleri zaman, daha çok karşı argümanlar geliştirerek hâlihazırdaki düşüncelerine ve sahip oldukları tutum ve davranışlara daha da sıkı sarılırlar.

Sedat Peker ve onu destekleyen ekip bunun önüne geçmek için literatürde “Gri Propaganda” olarak adlandırılan yöntemi kullanıyor. Gri propaganda için Sedat Peker uygun bir isim olabilir, ama karşısındaki güç odakları devlet imkânlarıyla “kara propaganda” uygulamakta. Kara propagandada kaynak örtülüdür, arka planda istihbarat birimlerinin desteği vardır, sahte deliller ve her türlü yalan muhtelif medya organıyla kitleye ulaştırılır.

Sedat Peker, ilgililer hakkında soruşturma açılması için eline geçen bilgileri delilleriyle paylaşıyor, ama yargıdan bir reaksiyon gelmiyor. Aslında bu eksik bir yorum, çünkü halihazırdaki konjonktürde Sedat Peker ve arkasındaki ekip yargının harekete geçemeyeceğini de biliyor. Burada amaç yargıyı harekete geçirmekten ziyade kamuoyu oluşturmak. Dikkat edilirse Peker “parça parça koparacağım” diyor. Bu da gösteriyor ki Sedat Peker tam bir profesyonel gibi hareket ediyor.