Yeni Sosyal Medya Yasası

Hayatımızda neleri değiştirecek? Asıl amaç ne?

“Dezenformasyon yasası” olarak da bilinen yasa teklifini; yaklaşan seçimlere, siyasete ve bireylere bakan yönleriyle değerlendiriyoruz.


Cebrail Bozkurt:

TBMM Adalet Komisyonu’nda medya/sosyal medya alanına yönelik yasa teklifindeki en tartışmalı madde olan; “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir” maddesi AKP ve MHP’li üyelerin oy çokluğuyla komisyondan geçti. Komisyonda bulunan Yargıtay hakiminin ‘muğlak’ eleştirisi de dikkate alınmadı.

İktidar her ne kadar ana akım medyayı kontrol altına almış olsa da sosyal medya özgür bir alan ve haberler çok hızlı şekilde yayılıyor. Suriye operasyonu öncesi gazetecilere yapılan operasyon bir kez daha gösterdi ki, iktidar kimseye kendi penceresi dışında bir pencereden bakma seçeneği sunmak istemiyor.

Zamlar TÜİK verilerine göre yapılsa da insanlar ENAG verilerini dört gözle bekliyor. Geçtiğimiz seçimlerde oldu bitti ile galibiyetini ilan eden iktidar, ‘muğlak’ bir ceza yaptırımı sopasıyla, çıkacak aykırı sesleri susturmak istiyor. Sedat Peker ve benzeri kişi ya da oluşumlar tarafından gelebilecek ifşalara ön alma açısından da bu yasa önemli, çünkü seçim öncesi kan kaybeden iktidar daha fazla sürpriz istemiyor.

Seçim atmosferinde sadece kendi inisiyatifindeki manipülasyonlarla hareket etmek isteyen iktidar, çıkacak bu yasayla halkı daha da öfkelendirecek gözüküyor.


Erdal Turna:

Şu çok açık ki, sosyal medyada ve internette etik uygulamaların ve özgürlüklerin teşvik edileceği bir hukuki düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu iyi niyetli beklentimiz bir yana kendimizi birdenbire, internet yayıncılığının neredeyse bütün alanlarını Cumhurbaşkanlığının yönetim aparatları elinde toplayarak tekelleştiren bir sansür yasasını tartışır vaziyette bulduk.

İktidar, basın ve ifade özgürlüğü konularında bugüne kadar yaygınlaştırma eğiliminde olduğu kısıtlamaları artık bir kanun çerçevesinde ve cezai hükümleri de barındıracak şekilde oluşturma gayretinde. Siyasal muhalefet ise tabir yerindeyse kurt postuna bürünmüş koyun pozisyonunda ve iktidarın diktatoryal uygulamaları karşısında meclis kürsüsünde sesini yükseltmek dışında bir çözüm geliştiremiyor. Bundan ötürü de neredeyse kıpırdayamaz hale getirilen ve son çare olarak sosyal medyada kendine yer bulma arayışında olan toplumsal muhalefetin sesi soluğu tamamen kesilecek gibi.

İktidarın dayattığı bu sansür ve baskı mekanizmasının inşa edilmesinde iktidar kadar muhalefetin de katkısı var.  Yönetim erkinin ayrıştırıcı politikalarını ve nefret söylemlerini kimi zaman iştahla kimi zaman da gafilce kullanmak, muhalefeti iktidarın zorbalıkları karşısında ne yazık ki paydaş konumuna getirdi.

Siyasal muhalefetin etkili isimleri, mensubu oldukları partilerin içinde bulunduğu bu aymazlık halinden çıkması için bir an önce harekete geçmeliler. Aksi taktirde bugün sosyal medyada ve internette alabildiğine sansür ve iktidar tekelleşmesini konuştuğumuz gibi yarın sosyal ya da özel hayatımızın başka alanlarına kısıtlamalar getirecek olan yasaların meclis görüşme tutanaklarındaki muhalefet şerhlerini okumaya devam edeceğiz.


Av. Bayram Bayır:

Türk toplumu, son 10 yıldır eşi görülmemiş bir şekilde iktidar yanlısı medyanın dezenformasyonuna maruz kalmaktadır. Medya organlarının tamamına yakını iktidarın kontrolünde ve vatandaşlar iktidarın istemediği hiçbir bilgiye bu organlar üzerinden ulaşamamaktalar. Vatandaşların haber değeri taşıyan bilgilere ulaşımı, toplumsal gündemlerin belirlenmesinde önemli bir etkendir. Bu bağlamda iktidarın gücü, gündemi belirleme kabiliyetiyle doğru orantılıdır. Lakin son zamanlarda iktidarın vatandaşın gündemini belirleme kabiliyeti eskisi kadar güçlü değil. Şüphesiz ki sosyal medya bu noktada belirleyici unsurlardan birisi.

Yeni sosyal medya yasasıyla birlikte vatandaşın;

  • Kendi gündemlerini oluşturabilme ve yayabilme,
  • Bilgi ve haberlere kaynağından ulaşabilme, 
  • İktidarın gündeminden başka gündemlere ulaşabilme,
  • Haklarını talep ederken diğer bireylerin desteğini alabilme,
  • Yanlışa, yolsuzluğa, hırsızlığa doğrudan dur diyebilme,
  • İktidarın ve aktörlerinin eylemlerine karşı fikir edinme ve fikir üretebilme,

hakları elinden alınmak istenmektedir.

Vatandaş, iktidarın gündemleri karşısında artık yoruldu. Sosyal medya mevcut haliyle, iktidarın ve medya aktörlerinin vatandaş üzerindeki etkinliğini ve yönlendirme kabiliyetini zayıflatıyor. İnsanlar artık fikirlerini sosyal medya platformları üzerinden özgürce aktarabilmek ve çoğu yalın bilgiye anında ulaşabilmek istiyorlar. İktidarın en çok çekindiği hususlardan biri, kendi söylemlerinin karşısında fikirler üretilmesidir.