15 Temmuz’un Ardından

Bir 15 Temmuz yıldönümü daha geride kaldı. Sorularla, kurgularla, yalanlarla, ortaya çıkmaya başlayan gerçeklerle, nedenleriyle ve sonuçlarıyla toplumun her kesiminin ilgisini çekmeye devam eden 15 Temmuz sürecini hala yeterince sağlıklı bir zeminde konuşmaktan uzakta olduğumuzu söyleyebiliriz.

Vesayetindeki hukuk, siyaset, bürokrasi ve medya gücünü kullanmakta sınır tanımayan Erdoğan ve AKP İktidarı karşısında muhalif kesimlerin sesi yeterince güçlü çıkamıyor. Muhalif kesimler, iktidarın sebep olduğu müşterek mağduriyetler karşısında, bölünmüş/parçalanmış bir yapı sergilemeye devam ediyor. Maalesef hem siyasal hem de toplumsal muhalefetteki manzara böyle. Buna rağmen sürecin aydınlatılması adına ortaya konan gayretleri de göz ardı etmemek gerekiyor.

Sözü uzatmadan, geride bıraktığımız 15 Temmuz yıldönümünde ortaya çıkan manzarayı birkaç başlık altında özetlemeye çalışalım.

Medya

Her ne kadar çıkarılmak istenen yeni yasa ile etkisi kırılmak istense de sosyal medya üzerinden yürütülen; mağduriyetini anlatma, hak arama ve kendini ifade etme mücadelesi artan bir ilgi ile devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerine göre pozisyon alan iktidar/havuz medyası 6 yıldır fütursuzca kullandığı nefret söylemini bu yıl dönümünde de devam ettirdi.

AKP iktidarı açısından geçen yıl yapılan gösterişli “kutlamaların” ve kullanılan bütçenin bu yıl aynı oranda gerçekleşmediği görüldü. Bunda, yaşanmakta olan ekonomik krizin etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Yurt Dışı Etkinlikleri

Bu yıl daha ziyade sembolik yurt dışı etkinliklere öncelik verildi.

Yurt dışındaki etkinlikleri kısa adı UID olan “Uluslararası Demokratlar Birliği” düzenledi. 2004’te Almanya – Köln’de “Avrupa Türk Demokratlar Birliği” (UETD) adıyla kurulan, sonradan misyonunu ve adını genişleterek 2018’de “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UID ) adını alan yapının, AKP’nin yurt dışı kolu olduğuna dair iddialar mevcut.

Erdoğan Mitingi

İstanbul Saraçhane Parkı’nda “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı” adıyla bir program düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve AKP’li birçok isim bu programa katıldı. Fakat geçmiş yıllardan farklı olarak meydanda AKP’yi tatmin edici bir kalabalık toplanamamış olması gündem oldu.

Muhalefet

CHP ve HDP’nin 15 Temmuz’a dair sorgulamaları ise hala iktidar söyleminin baskısı altında. Komisyon raporu hakkında yer yer demeçler verilse de “Darbenin siyaset ayağı, 20 Temmuz darbesi ve 15 Temmuz tiyatrosu” söylemlerinin ötesine geçilebilmiş değil.

Öne çıkan diğer muhalefet partilerinin duruşunun hemen hemen AKP ile aynı çizgide olduğunu söylemek mümkün. Bununla birlikte yavaş yavaş perde gerisinde kimi sorgulamaların yapıldığı da konuşulmaya başlandı.

Mavi Otobüs

Bu yıldönümünde öne çıkan diğer bir konu da “Mavi Otobüs” isimli belgesel oldu.

15 Temmuz davalarında hunharca yargılanan bir kısım askeri öğrenci tarafından hazırlanan 44 dakikalık bu belgesel, sürecin mağduru olan bir kesim tarafından, yaşanan mağduriyetleri anlatmak adına hazırlanmış ve yayınlanmış önemli bir medya çalışması olma özelliği taşıyor diyebiliriz.

15 Temmuz tartışmalarında iktidar söyleminin fanatizmine yenik düşmüş bir kısım AKP muhalifi kesim tarafından da karalanmaya çalışılan belgesel iki haftada 1 Milyondan fazla izleyiciyle buluştu.

Darbe Komisyonu Sonuç Raporu

TBMM 15 Temmuz’u Araştırma Komisyonu Sonuç Raporu ise üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen Meclis tarafından yayım prosedürü tamamlanmadığı için ortalıkta kaldı. Rapora erişim sorunu yok. Komisyon Başkanı AKP Milletvekili Reşat Petek bunu kişisel web sayfasında yayımladı. Açıkçası raporun içeriğinde 15 Temmuz’un aydınlanmasını sağlayacak bir bilgi yok. Aksine süreçle ilgili onlarca, yüzlerce soru sorulmasına yol açacak karanlık noktaya işaret var. İşte tam da bundan ötürü AKP ve Erdoğan, raporun resmi olarak yayınlanmasını istemedi.

Sonuç raporunun hazırlanma süreci ve ortaya çıkan metnin ne ifade ettiğine dair can alıcı noktaların vurgulandığı mütevazı bir çalışma PUGAT web sayfalarında yayımlandı. Dikkatle okunmasını öneririm.

*****

İsimlerini burada tek tek saymayı gerekli görmediğim birçok aktör, 15 Temmuz’a dair bildiklerini, şahit olduklarını ya da duyduklarını kamuoyu ile paylaşmak için zaman ve zemin bekliyor. Buna şüphe yok. Fakat şu da bilinmeli ki, zamanında açıklanmayan gerçekler, daha sonra o bilgileri üzerlerinde taşıyanların suçlanacağı bir argümana dönüşebilir. Herkes 15 Temmuz “puzzle”ının elindeki parçasını yerine koymalıdır. Şimdi, hemen!