Generaller Neden İstifa Eder? (1)

Emeklilik ya da istifa, iradi olarak görevden ayrılmanın iki farklı adıdır. Personelin elde ettiği ya da edemediği hakların neler olduğunu düzenleyen bir metin olan Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda emeklilik ve istifa kavramlarına dair bir tanımlama yok. Ayrıca istifa ve emekliliğin etik yönünü ele alan bir metin var mıdır, bilemiyorum. Ben rastlamadım.

İstifa nedir, emeklilik nedir?

Yılların verdiği yorgunluk, ailevi sebepler, siyasete hazırlık, istifa baskısı, siyasal mesaj verme, yanlış siyasal politikaya tepki, görevden kaçma, siyasal misyonu yanlış bulma, atamayı beğenmeme, terfi ettirilmeme ve daha başka benzer gerekçelerle iradi olarak üniformasını çıkarmak isteyen bir asker ya istifa eder ya da emekliliğini ister.

Peki, TSK’daki son general istifalarının sebebi nedir? Sağlık sorunları mı, ailevi nedenler mi, Suriye politikasıyla ilgili askeri dayatmalar mı, ast-üst münasebetlerindeki uyuşmazlıklar mı? Acaba ortaya çıkan fikir uyuşmazlıklarının bastırılması için klasik FETÖ’cü ilan etme tehdit ve söylemi de bir kere daha kullanıldı mı?

Şayet ortada Suriye’de yaşanan gelişmelere dayanan bir istifa süreci varsa (ki öyle gözüküyor) şu sorulara da cevap aramamız gerekmektedir:

  • Acaba istifa eden generaller, Erdoğan-Akar-Fidan ittifakının Suriye sınırındaki gelişmelere münhasır politikalarından rahatsızlık duydukları için mi görevlerini ve mesleklerini bırakmak istediler?
  • Acaba istifa eden generaller bölgedeki gelişmelere dair kamuoyuna açıklanmayan ve hatta TSK ile de paylaşılmayan istihbarat operasyonlarından (birileri tarafından ve bir şekilde) haberdar edildikten sonra mı görevlerinden ve mesleklerinden ayrıldılar?
  • Generallerin üniformalarını çıkarmaları, Suriye sınırımızda yaklaşmakta olan bir tehdidin işareti mi?

Kim bilir, belki de bu istifalarla Hükümetin ciddi bir siyasal hatasının önüne geçilmiştir.

Biliyorum, Erdoğan’ın iktidar anlayışında hatadan dönme gibi bir siyaset manevrası yok. Fakat her zaman için “Erdoğan her şeydir” demek de doğru olmayabilir. Bölgedeki güç parametrelerinin sadece Erdoğan iktidarının devamı dikkate alınarak dizayn edilmediği aşikâr. ABD, Rusya ve İngiltere Ortadoğu denklemindeki başat rollerinden caymadıkları müddetçe Türkiye’nin ne Erdoğanlı ne de Erdoğansız, bölgede oyun kurucu ya da oyunbozan bir konumda olması en azından yakın vadede mümkün görünmemektedir.

Zannediyorum hiç kimse generallerin sağlık sorunları, ailevi nedenler vb. gerekçelerle üniformalarını çıkarmaya karar verdiklerini düşünmüyordur. Peki, o halde, generallerin rahatsız oldukları konu ne? Cevabınızı duyar gibiyim:

“Türkiye’nin Suriye politikası!”

Bence bu cevap yeterli değil. Türkiye’nin Suriye politikasında yanlış olan neler var? İşte bir kaçı:

  • Bölgedeki politikayı yasama organından ayrık bir biçimde yürütmek ve TBMM’yi hiç bilgilendirmemek.
  • Yürütmeyi işlere karıştırmayıp sadece imza yetkisini kullanmak.
  • Uluslararası aktörlerle işbirliği ve koordinasyonda şark kurnazlığı yapmak.
  • Sahadaki bütün milli unsurları baypas edip bütün politikayı istihbarat örgütünün inisiyatifine terk etmek.
  • Bütün dünyanın terör örgütü olarak tanımladığı cihatçı yapıları, eğit-donat mekanizmaları oluşturarak canlı tutmak.
  • Bölgede barış ve huzurun tesis edilmesi için mücadele etmek yerine dış politikanın merkezine Suriye devletine karşı düşmanca tutum sergileme düşüncesini yerleştirmek.

Bu liste uzayıp gider. İyi de bunların generallerin istifasıyla alakası ne?

Suriye sınırında ve komşu ülkenin derinliklerinde icra edilen askeri harekât vasıtasıyla milli hedeflerimizi gerçekleştirmenin yolu, öncelikle orada görev yapan askerimizin can güvenliğinden geçmektedir. Komutanlar, mahiyetlerinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumludurlar. Bu en temel bir askerlik prensibidir. Hiçbir komutan bu prensibe muhalif olarak görev icra etmez. Suriye’de yaşanan gelişmeler, artık bu prensibin uygulanabilirliğinin kalmadığını göstermektedir.

Ülke güvenliğinin sağlanması için askeri gereklilikler ve sahadaki şartlar göz önüne alınarak oluşturulan hal tarzlarının icrası sağlanamıyorsa, ortada ciddi bir problem var demektir.

Askerin, görevini layıkıyla icra etmesinin önündeki engel siyasal direktifler ise ve bu direktiflerin sahada uygulanıp uygulanmadığının kontrolünü (ne acı ki) istihbarat teşkilatı yapıyorsa, bu şartlar altında askeri unsurlardan mesleki ve vicdani bir duruş sergilemelerini beklemek mümkün değildir. Çünkü sahada siyasal iradenin kıymet verdiği, beslediği, koruduğu ve istihbarat teşkilatı marifetiyle de iletişim içerisinde olduğu gayrı resmi silahlı oluşumlar var. Bunlar Suriye, ABD ve Rusya’nın terör örgütü olarak ilan ettikleri, fakat Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yöneticilerinin farklı isimlerle adlandırdıkları “cihatçı” oluşumlardır.

Meşruiyeti olmayan ve “dost mu düşman mı” sorgulamasından olumlu bir sonuç çıkarılamayan bu paramiliter unsurların sahada bir aktör olarak kullanılmaları ve TSK’nın bölgede icra ettiği askeri harekât ile ahenk içerisinde olmaları mümkün değildir. Çünkü Askeri unsurlarla hiyerarşik ya da emir komuta zincirine bağlı bir ilişkileri yok.

Peki, bu unsurlar askerin emrine verilebilir mi? Zannediyorum hiçbir aklı başında komutan hukuki bir temele dayanılarak oluşturulmamış bu başıbozuk oluşumlara emir komuta etmek istemez.

10 yıldır devam eden Türkiye’nin Suriye topraklarında asker bulundurma macerasında bugüne kadar toplam kaç general görev aldı, bilemiyorum. Bu generallere askeri hiyerarşi içinden ya da dışından, hükümet yetkililerinden ya da bizzat istihbarat görevlileri tarafından hangi hukuka ya da askeri gerekliliklere aykırı emirler verildi? Son istifalara neden olan emir ve talimatlar kimin ağzından ya da kaleminden çıktı? Askeri makamlardan mı, Hulusi Akar’dan mı, Erdoğan’dan mı yoksa istihbarat birimlerinden mi? Kimlerle birlikte ya da kimlere karşı savaşılması için talimatlar verildi? Bunlara karşı hangi itirazlar dile getirildi?

Görevden ayrılan generallerin bu konularda açıklamada bulunma borcu vardır. Aksi takdirde bugün Ankara kulislerinde kulaktan kulağa yayılan bilgiler, yarın istifa edenlerin isimlerini de kapsayacak şekilde ve kamuoyunda izahı mümkün olmayacak bir içeriğe kavuşabilir.

Generaller neden istifa eder, sorusunun cevabını aramaya yarın da devam edeceğiz…