Kardeşime Mektup

Sevgili Kardeşim,

Senin ve beraberindeki vatan evlatlarının emrinde olduğunuz komutanlar ve o komutanların birtakım kliklere ve derin güçlere devrettikleri iradeleriyle kurdukları 15 Temmuz tuzağının üzerinden tam yedi buçuk yıl geçti.

Ben bu satırları yazarken gerek dünyada gerekse Türkiye’de üst üste felaketler yaşadığımız bir yılı geride bırakıyoruz. Ümitlerimizi yeşertmesini umduğumuz yeni bir yıla girmek üzereyiz.

Biliyorum, çok yoruldun.

Her ne kadar yıllardır dağ gibi dimdik durmuş olsan, sana bakanlar gözlerine inanamasa, dostların gurur gözyaşları dökerken düşmanların da çelik iraden karşısında cinnetler getirse de yaşadıkların her babayiğidin altından kalkacağı cinsten değil.

Biliyorum, göz alıcı, zengin ve şatafatlı olmasa da çok şerefli ve onurlu bir hayatın vardı.

Vefakâr ve cefakâr eşin, kocaman gözleriyle seni süzen, ağzının içine bakan, boynuna sarılan, omuzlarında gezdirdiğin, minik bedenlerine sığdırdıkları kocaman yürekleriyle cennet kokulu yavruların vardı.

Biliyorum, senin de çok sevdiğin, adının geçtiği her yerde gururla senden söz eden anacığın, baban ve kardeşlerin vardı.

Biliyorum, sen o gece, sana tuzak kuranların istediğini, avuçlarını ovuşturarak yapmanı beklediklerini yapmadın. Halkın büyük çoğunluğu henüz anlayamamış olsa da vatanın ve milletin selameti için tüm sevdiklerini, kariyerini bir çırpıda bir kenara bırakıp kendini ateşlere atmayı tercih ettin…

Bir gün herkes anlayacak kardeşim. Senin böyle bir beklentin yok biliyorum, ama er ya da geç herkes günün birinde nasıl bir yiğit olduğunu görecek ve olan biteni tüm açıklığıyla anlayacak.

Ne yazık ki uğrunda ölümü göze aldığın bu kadim millet maruz bırakıldığı dezenformasyona sorgulamadan teslim oldu ve gerçeklerin değil güç sahiplerinin önlerine koyduğu uydurulmuş senaryoların, iftiraların peşinden gitti. Ve hala da gidiyor.

Maalesef bunun bedelini de her geçen gün bir önceki günden daha kötüsünü yaşayarak, hayat kalitesi daha da düşerek, toplumsal huzur ve güvenliğini ve millet olma duygusunu kaybederek ve dahası adaleti mumla arayarak ödüyor.

Yıllarca omuz omuza ter döktük Harp Okulunda. Mezuniyet töreninde seninle birlikte etmiştik askerlik yeminimizi. Gözlerimiz yaşarırken hep bir ağızdan haykırıyorduk:

“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada, her zaman ve her yerde
milletime ve cumhuriyetime
doğruluk ve muhabbetle hizmet,
kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, türk sancağının şanını canımdan aziz bilip
icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim!”

Evet, sen sözünü tuttun kardeşim!

Yemin ettiğin gibi kanunlara ve amirlerine itaat ettin.

Yemin ettiğin gibi ol denilen yerde oldun, ölmen gereken yerde öldün.

Nereden bilecektin adına komutan dediklerinin askerlik namus ve şerefine yakışmayacak şekilde seni oyuna getireceklerini ve arkandan hançerleyeceklerini.

Nereden bilecektin siyasal iktidarın emir kulu sözde hâkim ve savcıların hukuk ve adaletle bağdaşmayacak şekilde siyasetin uygun gördüğü kararlara imza atacaklarını.

Velev ki tüm bunları bilseydin bile, o gece sen yine aynı kahramanca duruşu sergiler yine “vatan ve milletin güven ve huzuru” derdin.

Şimdilerde sen yoksun sevgili kardeşim!

Senin yerinde siyasal iktidarın sınavsız, mülakatsız sadece mensubiyet gözeterek göreve aldığı bir kısım partili askerleri ile senin tasfiye edilmen karşılığında iktidara kayıtsız şartsız biat edenler var.

Sen gittin ve iktidarın karşısında duracak, anlamsız sınır ötesi askeri operasyonların neden olabileceği zararları haykıracak cesur bir “asker” kalmadı. Artık “emredersiniz efendim!” diyerek Mehmetçiği iktidarın seçim dönemlerindeki siyasi emellerine kurban eden kuklalar yönetiyor peygamber ocağı Türk Silahlı Kuvvetlerini…[1]

Ordu Komutanları, siyasal iktidarın emri olmaksızın enkaz altında can çekişen vatandaşının yardımına koşma iradesini bile artık gösteremiyor. Yüz binlerin enkaz altındaki çığlıkları üzerine emrindeki birlikleri derhal olay bölgesine sevk etmek yerine “reisinin” emrini bekleyenler, bu üstün hizmetleri(!) sayesinde Genelkurmay Başkanı oluyor şimdilerde.[2]

Senin gidişinle birlikte ülkenin terörle mücadele feraseti de gitti kardeşim.

“Terör örgütü mensuplarını ayakkabı numaralarına kadar takip ediyoruz” diyenler PKK’nın tarihinde görülmemiş bir şekilde kış ortasında üs bölgesi baskınları yapmasına engel olamıyorlar. Kendi evlatları bedelli askerlik yapıp saraylarda sefa sürerken Mehmetçiği karın tipinin ortasında, adına üs bölgesi dedikleri derme çatma çadırlar altında teröristlere yem ediyorlar.[3]

Senin yokluğunda ülke dört bir yandan kuşatılıyor kardeşim.

Bir yandan yanı başımızdaki komşu ülkeler yabancı askeri üslerle dolarken diğer taraftan sınırlarımız kevgire döndürülüyor.

“Sınır güvenliği emin ellerde!” diyenler sosyal medyada şov yaparken, birileri ülkenin demografik yapısıyla oynadı. Milyonlarca Suriyeli mültecinin yanı sıra Irak, Afganistan ve İran’dan binlerce düzensiz göçmen elini kolunu sallayarak kamyonlarla sınırlarımızdan içeriye sokuldu.[4]

Senin ardından askeri hastaneleri de kapattılar kardeşim.

Eskiden “Kapıya kadar sağ getirin gerisini bize bırakın” diyecek seviyede tecrübeli cerrahları bünyesinde bulunduran o kocaman askeri ve tıbbi hafızayı yok ettiler. Sözde vatansever, milliyetçi, ulusalcı geçinenler de bu ihaneti seyretmekle yetindi. Öyle anlaşılıyor ki, aralarındaki anlaşmaya sadakat bunu gerektiriyordu.[5]

Senin yokluğunda emniyet ve asayişin teminatı Jandarma suç örgütü liderleri ve iltisaklı kişilerin uğrak yeri haline getirildi.

Jandarma Genel Komutanı, mafya liderleriyle oturup kalkarken fotoğraf veriyor artık.

Hal böyle olunca, ülke, dünya mafya örgütlerinin de kendilerini güvende hissettikleri bir yer haline geldi. Parayı veren vatandaşlık alıyor. Sokaklarımız yabancı mafya örgütlerinin silahlı çatışmalarına ev sahipliği yapıyor.[6]

Atatürk’ü Başkomutan olarak görmeyen ve rozetini takmaktan imtina edenler aldı kardeşim senin yerini.[7]

Senin, gözünden sakındığın askerlerine tecavüz eden komutan müsveddeleri yönetmiş senden sonra kimi birlikleri.[8]

Asayişi sağlamaktan sorumlu Jandarma Komutanları, astsubaylar, uzman çavuşlar uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor, savcı baron, polis kurye oldu yeni Türkiye’de.[9][10][11][12][13][14][15][16][17]

Durum böyleyken, utanmaz arlanmaz birileri de çıkıp “TSK eskisinden daha güçlüdür! Arındıkça daha da güçleniyoruz” diyebiliyor. [18]

Bunu söyleyenler Hava Kuvvetlerinde yetkin pilot bulunamadığı için ihraç etmiş olmalarına ve darbe suçlamasıyla yargılıyor olmalarına rağmen seni operasyonlarda görevlendiriyor ve sonrasında tekrar evine ya da cezaevine gönderiyorlar.[19]

Ülkede Balkan Savaşı öncesindeki atmosferin izleri var kardeşim.

Devletin sigortası Türk Silahlı Kuvvetleri siyasetin kol gezdiği dirayetsiz ve liyakatsizlerin komuta görevleri aldığı, devletin çıkarlarına göre değil sadece siyasi iktidarın menfaatlerine göre yönetilen bir kurum halini aldı. Kamuoyunda ise altı boş olsa da “güçlüyüz, daha da güçleniyoruz” algısı pompalanarak toplum aldatılıyor. Tabiri caizse siyasi iktidar “Balkanlardan vicdanım kadar eminim” derken, Silahlı Kuvvetler macera peşinde stratejik hedefi olmayan sınır ötesi harekâtlara sürülerek yahut liyakatsizce yapılan planlamalar yüzünden terör örgütü karşısında zor duruma sokularak yıpratılıyor.

Kendine iyi bak kardeşim!

Bu ülkenin sana her zamankinden daha fazla ihtiyacı olacak.

Dupduru zihnin ve tertemiz dimağınla, demirden bileğin ve çelik iradenle günü ve zamanı geldiğinde ülkeyi düştüğü bu durumdan yine sen ve senin gibiler kurtaracak… Bir gün hukuka dönmek zorunda kalındığında itibarın iade edilecek. Sana hain diyenler ise -hala kalmış olursa- vicdanlarında azap üstüne azap yaşayacaklar.

Not: Bu mektup ömrünü vatan sevgisine adamış, bu uğurda canından ve sevdikleri de dâhil olmak üzere her şeyinden vazgeçmiş ve şimdilerde ülkenin dört bir yanında cezaevlerinde ya da yaşama imkânı bırakılmadığı için sürgünde bulunan tüm vatan sevdalısı meslektaşlarıma ithafen yazılmıştır.

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Silahl%C4%B1_Kuvvetlerinin_Suriye%27ye_yapt%C4%B1%C4%9F%C4%B1_operasyonlar_listesi

[2] https://muyesseryildiz.com/2023/03/24/bir-komutan-asla-aglamaz-mi/

[3] https://www.youtube.com/watch?v=9WRI6g6JARo

[4] https://tuerkei.diplo.de/tr-tr/deutschland-und-die-tuerkei/03-deutschland-und-die-tuerkei/wirtschaft/-/2546584

[5] https://medimagazin.com.tr/hekim/chpden-gata-aciklamasi-askeri-hastaneler-yeniden-acilsin-109026

[6] https://www.gazeteduvar.com.tr/orgeneral-arif-cetinin-fotograf-albumu-saibeli-hatiralar-galeri-1608266

[7] https://www.odatv4.com/guncel/chp-meclise-tasidi-askeri-okulda-ataturk-rozeti-kavgasi-120012822

[8] https://www.tr724.com/sakarya-garnizon-komutani-albay-fahri-can-caglar-cinsel-istismardan-tutuklandi/

[9] https://www.gercekizmir.com/haber/Izmir-deki-uyusturucu-davasinda-eski-jandarma-komutanina-22-yil-6-ay-hapis/81671

[10] https://yalovaserit.com/edremitteki-narkotik-operasyonunda-yalova-jandarma-komutanliginda-gorevden-uzaklastirilan-astsubay-yakalandi/

[11] https://www.kocaeligazetesi.com.tr/haber/1332627/uyusturucu-tuccari-astsubay-yakalandi

[12] https://www.ntv.com.tr/turkiye/savci-baron-cikmisti-istenen-ceza-belli-oldu,2a80Dp04HkGfZ4wYESxFyw

[13] https://www.diken.com.tr/suriyede-gorevli-iki-uzman-cavus-silah-kacakciligindan-yakalandi/

[14] https://www.sabah.com.tr/yasam/komando-uzman-cavus-180-kilo-esrarla-yakalandi-3848623

[15] https://www.haberturk.com/adana-haberleri/66864025-adanaya-kokain-getiren-uzman-cavus-tutuklandiadana-polisi-durdugu-bir-otomobilde-1-kilo

[16] https://www.ntv.com.tr/turkiye/uzman-cavus-42-kilo-esrarla-yakalandi,Ep_YWrc9_U23GuOzgSx-SQ

[17] https://www.indyturk.com/node/485306/haber/bart%C4%B1nda-astsubay-ve-uzman-%C3%A7avu%C5%9F-define-ararken-yakaland%C4%B1

[18] https://www.takvim.com.tr/guncel/2020/07/15/baskan-erdogan-kefenimizi-giydik-emanete-sahip-ciktik-takvim-gazetesi-15-temmuz-ozel-eki/6

[19] https://15temmuzgercekleri.com/darbeden-yargilanan-pilotlar-operasyona-gonderiliyor/