Pençe – Kılıç Harekâtı (19 Kasım 2022)

Sınır Ötesi -Suriye- Harekâtları – 7

Pençe – Kılıç Harekâtı, 19 Kasım 2022 tarihinden itibaren Suriye’de bulunan YPG ve PYD güçlerine karşı hava operasyonları şeklinde icra edilmeye başlanmıştır. Harekât, Millî Savunma Bakanlığı tarafından “Hesap Zamanı! Alçaklardan hain saldırıların hesabı soruluyor!” açıklaması ile Twitter’dan duyuruldu. Ayrıca açıklamada operasyonun meşruiyeti bakımından BM Şartının 51. Maddesinden doğan meşru müdafaa hakkının yerine getirildiği ve komşularının toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygılı olarak terörle mücadele edildiği vurgulandı.

Yeni Bir “Gerekirse Suriye’ye dört adam yollarım, sekiz füze attırırım” Vakası

Hatırlanacağı üzere, AKP hükümeti ve destekçisi basın tarafından, 26 Eylül 2022 tarihinde Mersin’de Mezitli Polisevine ve 13 Kasım 2022 tarihinde İstiklal Caddesinde düzenlenen bombalı saldırıların PKK ve PYD tarafından düzenlendiği belirtilmişti. Bahse konu teröristlerin de yasadışı yollarla Suriye’den geldiği vurgulanmıştı. Türkiye’de bile çok fazla kişinin “mizansen” olarak değerlendirdiği olayların arka planında Suriye’ye düzenlenmek istenen yeni bir operasyonun yattığı düşüncesi yaygın.

Gerçekleşen saldırıların “Gerekirse Suriye’ye dört adam yollarım, sekiz füze attırırım” bakış açısının ürünü olduğu ve muhalifleri ikna için altyapı olarak kullanıldığı düşünülüyor. AKP hükümetinin her seçim döneminde olduğu gibi yine ve yeni bir sınır ötesi operasyon planladığı bazı çevrelerde zaten dile getiriliyordu. Ancak başta ABD ve Avrupa olmak üzere pek çok ülke buna karşı çıkıyor. Özellikle Esad’ın eski gücünü ve etkinliğini kazanmaya başlamasından sonra sürecin kansız ve daha yumuşak bir geçişle tamamlanması amaçlanıyor. Bölgede yeniden çatışma ortamı çıkaracak her girişime karşı çıkılıyor. Türkiye’nin düzenleyeceği her yeni operasyona bu nedenle karşı çıkılıyor.

Hava operasyonlarına gelen tepkiler göz önüne alındığında AKP hükümeti operasyon için bilgilendirme yapmamış ve daha önemlisi dünya kamuoyunu meşruiyet anlamında ikna edememiştir. ABD’nin hava operasyonlarını ve olası kara harekâtını “istila” olarak değerlendirmesi ve “operasyona karşı güçlü muhalefet” olduklarını açıklaması Türkiye ile ABD arasında başlayacak yeni bir gerilimin ayak sesleri olabilir. AKP hükümeti de bu tepkileri öngördüğü için olacak ki özellikle İstiklal Caddesi patlaması sonrasında bazı bakanlar ve siyasiler ABD ve batıyı suçlar nitelikte açıklamalar yapmışlardı.

Terörle Mücadele mi Yoksa Yine Oy Devşirmek mi?

Kara Operasyonu ne zaman başlar veya yapılır mı henüz net değil. İktidar yandaşı medya ve siyasilerin söylemlerine göre yakın zamanda başlaması muhtemeldir. Kış aylarında operasyon icra etmenin zorluklarını bilmeyen veya önemsemeyen siyasi iradenin olası bir operasyondan en büyük beklentisi oy oranının yeniden istenen seviyelere ulaşması olacaktır. TSK’nin de hava ve iklim muhalefetinin zorlayıcı başat faktör olduğu dönemde icra edilecek bir operasyona koşa koşa gitmek isteyeceğini kimse iddia edemez herhalde. Bu isteksizlik rahata düşkünlükten ileri gelmiyor elbette. Ancak ne şu anki TSK komuta kademesinde askerini düşünerek bu şerhi koyacak komutan var, ne de siyasi çıkar peşinde olmadan yaşananları değerlendirebilen bir siyasi irade.

(Devam edecek)