Afganistan’da Kaybeden Kim?

ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmeye başlaması ile birlikte Taliban güçleri durdurulamayan bir ivme ile ilerlemekte. Afganistan’in büyük bir bölümünü kontrol altına almayı başaran Taliban güçleri, ilerleme istikametlerinde neredeyse herhangi bir direnişle karşılaşmamakta.

Afganistan’ın büyük şehirleri bir bir Taliban güçlerinin eline geçiyor. Bölgeden gelen haberlere göre Kandahar ve Herat da Taliban güçlerinin eline geçmiş durumda. Herat’ı savaşmadan ele geçiren Taliban güçlerinin, Herat Kabilesinin lideri olan ve Herat Aslan’ı olarak adlandırılan İsmail Han (75)’ı yakaladığına yönelik sosyal medyada paylaşımlar yer almakta.

Afganistan’da yaklaşık 20 yıldır devam eden Uluslararası Komisyonun varlığı, ABD ve NATO güçlerinin çekilme kararı almasıyla birlikte son buldu. ABD Başkanı Joe Biden, ABD güçlerinin Ağustos-Eylül 2021 tarihine kadar çekileceğini açıkladı.

Bu süreçte, miktarına dair tam bir rakam verilemese de trilyonlarca dolar harcanmış ve harcanmaya da devam edilmekte. İnsan kaynakları açısından bakıldığında ise, 2.400’den fazla ABD askeri, 3.800’den fazla yüklenici firma elemanı, 66.000 Afgan asker ve polisi, 1.000’den fazla NATO ve diğer müttefik ülke askeri, 47.000’den fazla Afgan sivil halkı, 50.000’den fazla Taliban ve muhalif güçlerden insan hayatını kaybetti. Bu rakamlara hastalık, gıda, su, altyapıya erişim eksikliği ve savaşın diğer dolaylı sonuçlarından kaynaklanan ölümler dâhil edilmemiştir. Ayrıca on binlerce de yaralı var. Örneğin sadece ABD güçlerinin 20.000’den fazla görevlisi yaralandı.

Bunlara ilave olarak milyonlarca insan, yerinden yurdundan edildi, çocuklar yetim, kadınlar dul kaldı. Elektrik, su ve kanalizasyon gibi en temel alt yapı sıkıntılarını, harabe halinde sokakları her yanda görmek mümkün. Afganistan artık, gelecek adına umut olacak çok az imkânın kaldığı bir ülke. Kısacası açlık, yokluk, stress, kötü yaşam koşulları ve birileri için hergün ölüm korkusu ile geçen koskoca ve adeta yaşanmamış bir 20 yıl.

Taliban ile ABD arasında Şubat 2021’de varılan anlaşmada, ABD ve NATO güçlerinin çekilmesi kararı alındı. Bunun karşılığında Taliban ve Afgan güçleri ise El Kaide, IŞİD ve diğer uluslararası terör örgütlerinin Afganistan’ı diğer ülkelere tehdit ve saldırı maksatlı kullanmalarına müsaade etmeyecekler.

*****

ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmeye başlaması, Taliban güçlerinin özgüvenini artırmış ve kendilerinde yirmi yıldır süren savaş sonrasında artık muzaffer olduklarına dair bir his uyandırmıştır. Bu hissiyatla hareket eden Taliban güçlerinin umulmadık şekilde hızlı ilerlemesi, Afgan halkında korku ve paniğe neden olmaktadır. Özellikle NATO ve ABD güçleri ile geçmişte ve hâlihazırda irtibatı olan kişilerde ve Taliban’ın egemenliğini kabul etmeyen hemen herkeste bu kaygı daha fazla. Kendilerini güvende hissetmeyen halkın büyük çoğunluğu bulunduğu bölgeyi terk ediyor. Bu yeni mülteci dalgasıyla birlikte birçok Afgan vatandaşı komşu ülkeler Pakistan ve İran sınırına dayanmış durumda. Buralarda kısa süreli barınma ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan mültecilerin nihai hedefi, geçiş güzergâhı konumunda olan Türkiye üzerinden, kendileri için daha güvenli ülkeler konumundaki Avrupa ülkelerine gitmek.

Yürüttüğü politikalarla yıllardır dünyaya toplum mühendisliği dersi veren, sosyolojik ve psikolojik kuram ve teorilerin neredeyse tamamına yakınına beşiklik eden Batı medeniyetinin, savaş sonrası böylesi bir toplumsal gelişmenin olacağını kestirememesi mümkün olmasa gerek.

*****

ABD’nin bir anda Afganistan’dan çekilmesi üzerine yüzlerce komplo teorisi geliştirilmiş olsa da kesin olan şu ki, Afganistan’dan çekilen bu büyük ABD gücü atıl kalmayacaktır. Doğanın boşluk kabul etmeyeceği gerçeğinden ve Büyük Strateji “Grand Strategy” kapsamında Afganistan’dan çekilen ABD ve NATO güçlerinin yeni hedef olarak nereye ve nasıl yelken açacağını muhtemelen çok yakın bir gelecekte, belki 1-2 yıl geçmeden göreceğiz. Bu “Büyük Strateji”nin, kelebeğin kanat çırpma etkisi veya dolaylı tutum olarak açıklayabileceğimiz etkilerinin olması da kaçınılmazdır.

İnsanın aklına gelen en temel soru, bu çekilme kararı Korona pandemi sürecinin sonrasına ertelenemez miydi?

4 Milyona yakın Afgan halkının ülkeyi terk etmesi beklenmektedir. Bu insanların sağlık durumları, gidecekleri ülkelerde yaşayacakları ekonomik ve sosyal problemler ile oralara taşıyacakları sosyal ve ekonomik yükler ve sağlık sorunları düşünüldü mü acaba?

Avrupa’nın şu andaki en büyük gündemi, dördücü Korona dalgasının gelmesi ile birlikte yeni bir kapanma programının uygulamaya geçirilmesi. Bu sürecin de yaklaşık 9 ay süreceği fısıltıları dolaşımda. Avrupa Birliği Devletleri’nin Afganistan’dan kaynaklanacak mülteci krizine karşı yapacağı en büyük katkı ise Türkiye gibi geçiş güzergâhı konumundaki ülkelere ekonomik yardımda bulunmak ve böylece mültecilerin bu ülkelerde barınmalarını ve sosyal hayata adapte olmalarını desteklemek.

Mültecilerin batı istikamatindeki ilk durağı olan İran’ın ciddi ekonomik problemleri mevcut ve gelen mültecileri Türkiye’ye yönlendirmekte.

Türkiye’de, son yıllarda ülkedeki ekonomik sorunlarla birlikte geçim sıkıntıları artan halkın, özellikle Suriyeli mültecilere karşı sosyal tepkileri her geçen gün daha fazla tırmanıyor. Bu yeni mülteci dalgasının toplum ve iş hayatına entegre edilmesinin yeni sorunları da beraberinde getireceği aşikâr. İşin güvenlik boyutu ise farklı bir yazı konusu.

*****

Peki, kimileri için bir geçiş güzergâhı, kimileri için ise yeni hayata başlama fırsatı olan Türkiye’nin, bu mülteci dalgasına yönelik planı veya öngörüsü var mı? Son yıllarda ekonomisi iyice bozulan Türkiye, bu mültecilere gerekli insani desteği sağlayabilecek mi? Bilinmez. Ama gerçek şu ki, bu mülteci dalgası önümüzdeki günlerde Türkiye’nin ekonomisini negatif yönde etkileyecek ve Afgan mültecileri konusunda da yine Türkiye yalnız kalacak.

Barış, demokrasi ve evrensel insan hakları ilkelerini getirme iddiası ile Afganistan’a giden ülkeler, arkalarında büyük bir sosyal problem bırakarak ülkeyi terk ettiler. Her ne kadar mülteci sorunlarından etkilenen birçok ülke olsa da, Afganistan’daki 20 yıllık savaşın en büyük kaybedeni ve kaybetmeye devam edeni Afgan halkının kendisidir.